Bil ki ey kardeşim -Rabbim sana da bana da ilim nasip etsin- tefsir ilmi en değerli en büyük ve en faydalı ilimlerdendir. Çünkü bu ilmin konusu Allah'ın (c.c) kitabıdır ve onun mânâlarını ortaya çıkarmaya çalışır. Aziz ve celil olan Allah Kur'an-ı Azim'i Müslümanlar için bir hayat düsturu ve yaşamlarında yol haritası olmak üzere indirmiştir. Onların başarıları ve kurtuluşları ondadır. Sahabeler Kur'an'ı Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'den alıp Kur'an okulundan mezun oldular hemen ardından dünyanın efendileri olup yeryüzünün büyük bir bölümüne hâkim oldular ve yönettiler. Şu halde bu ilme büyük bir ihtiyaç vardır. Allah'ın (c.c) Peygamberine indirdiği kitabı onunla anlaşılır mânâlarına onunla ulaşılır hüküm ve hikmetleri onunla ortaya çıkarılır. Bu ise "Kelime bilgisi Nahiv ve Sarf" "Beyan ve Belagat" "Fıkıh ve Usulü" "Kıraatlar" "Nüzul Sebepleri" "Nasih ve Mensuh" "Dirayet ve Rivayet (hadisin mânâsı ve nakli) açısından hadis ilmi" "Hadislerin söyleniş sebepleri" ve Kur'an'ı anlamaya yardımcı diğer İslâmi ilimlere sahip olunduğunda yapılabilir. Tefsir âlimleri genel olarak "rivayet ve dirayet açısından hadis ilmi" dışındaki ilimlere sahiptirler fakat çoğu bu ilimde zayıftır. Taberî İbn Ebî Hatim İbn Merdeveyh ve İbn Münzir gibi ilk dönem müfessirleri hadisin sadece rivayet yönüyle ilgilendiler. Kitaplarında sahih hasen zayıf ve mevzu her türlü hadisi zikrettiler. Onlardan sonra gelen Fahreddin Razi Zemahşerî Nesefi Beyzâvî ve Hâzin gibi âlimler ise hadisten tamamen uzak durdular. Onlarda hadis ilminin ne rivayeti ne de dirayeti vardı. Hadisleri çoğunlukla senetsiz ve tahric edenleri belirtmeden zikrettiler asılsız haberlere ve israiliyata yer verdiler. Bu büyük hadis âlimi imam İbn Kesir gelene kadar böyle devam etti. İbn Kesir Kur'an' ı daha önce hiç kimsenin yapmadığı eşsiz bir üslupla tefsir etti. Bazı tefsirlere oranla daha küçük hacimli olmasına rağmen kitabında yedi binden fazla nebevi hadis zikretti.
Merhum zayıf ve mevzu hadislerin çoğu üzerinde konuştu genellikle hatırlatmalar yaptı. Fakat bazı uydurma hadisler -ki bu çok nadirdir- veya çok zayıf hadisler -ki bu çoktur- hakkında ise hiç konuşmadı.
Şurada burada tefsir kitaplarının zayıf ve mevzu hadislerle ve israiliyatla dolu olduğu iddiası yaygınlaşınca bu bizi İslâmi kitaplar üzerinde durmaya ve onları şaibe ve şüphelerden arındırmaya itti. Bunların en önemlileri tefsir kitaplarıydı. Bu yüzden tefsir kitaplarındaki hadislerin tahricini yaptık sahihi ile zayıfını açıkladık israiliyatları ortaya koyduk. Bu işe evvela Nesefi Tefsiri ile başladık. Ardından İmam Bukâî'nin (r.a) "Nazmu'd-Dürer"i üçüncü olarak da Kurtubi Tefsiri üzerinde çalıştık. Dördüncü olarak ise şu anda yapmakta olduğumuz İbn Kesir tefsiri üzerinde çalışmayı uygun bulduk.
Bu kitabı basıma hazırlarken daha önce yapılan şu baskılar arasında karşılaştırma yaptık:
1- "Daru'l-Kıble Şirketi" "Müessesetu Ulumi'l-Kur'an" ve "İbn Hazm Yayınevi."
2- "Daru İbn Kesir" baskısı.
3- "Daru'l-Marife" baskısı.
4- "Müessesetu'l-kütübi's-sekafiyye" baskısı
5- "Daru'l-Hayr" baskısı.
6- "Daru'l-Babi el-Halebi" baskısı.
Bu baskıların hiçbiri de tashif tahrif eksiklik veya titiz bir tahkikten yoksun olmak ve hadisi şeriflerin kaynaklarının belirtilip sıhhat derecesinin ortaya konmaması gibi kusurlardan hâliî değildi. Bunları birbirleriyle titizlikle karşılaştırdığımızda aralarında büyük farklılıklar ve bazen de noksanlık veya (başkası tarafından yapılmış) açıklamalar bulduk.
Bil ki ey kardeşim -Rabbim sana da bana da ilim nasip etsin- tefsir ilmi en değerli en büyük ve en faydalı ilimlerdendir. Çünkü bu ilmin konusu Allah'ın (c.c) kitabıdır ve onun mânâlarını ortaya çıkarmaya çalışır. Aziz ve celil olan Allah Kur'an-ı Azim'i Müslümanlar için bir hayat düsturu ve yaşamlarında yol haritası olmak üzere indirmiştir. Onların başarıları ve kurtuluşları ondadır. Sahabeler Kur'an'ı Resûlullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'den alıp Kur'an okulundan mezun oldular hemen ardından dünyanın efendileri olup yeryüzünün büyük bir bölümüne hâkim oldular ve yönettiler. Şu halde bu ilme büyük bir ihtiyaç vardır. Allah'ın (c.c) Peygamberine indirdiği kitabı onunla anlaşılır mânâlarına onunla ulaşılır hüküm ve hikmetleri onunla ortaya çıkarılır. Bu ise "Kelime bilgisi Nahiv ve Sarf" "Beyan ve Belagat" "Fıkıh ve Usulü" "Kıraatlar" "Nüzul Sebepleri" "Nasih ve Mensuh" "Dirayet ve Rivayet (hadisin mânâsı ve nakli) açısından hadis ilmi" "Hadislerin söyleniş sebepleri" ve Kur'an'ı anlamaya yardımcı diğer İslâmi ilimlere sahip olunduğunda yapılabilir. Tefsir âlimleri genel olarak "rivayet ve dirayet açısından hadis ilmi" dışındaki ilimlere sahiptirler fakat çoğu bu ilimde zayıftır. Taberî İbn Ebî Hatim İbn Merdeveyh ve İbn Münzir gibi ilk dönem müfessirleri hadisin sadece rivayet yönüyle ilgilendiler. Kitaplarında sahih hasen zayıf ve mevzu her türlü hadisi zikrettiler. Onlardan sonra gelen Fahreddin Razi Zemahşerî Nesefi Beyzâvî ve Hâzin gibi âlimler ise hadisten tamamen uzak durdular. Onlarda hadis ilminin ne rivayeti ne de dirayeti vardı. Hadisleri çoğunlukla senetsiz ve tahric edenleri belirtmeden zikrettiler asılsız haberlere ve israiliyata yer verdiler. Bu büyük hadis âlimi imam İbn Kesir gelene kadar böyle devam etti. İbn Kesir Kur'an' ı daha önce hiç kimsenin yapmadığı eşsiz bir üslupla tefsir etti. Bazı tefsirlere oranla daha küçük hacimli olmasına rağmen kitabında yedi binden fazla nebevi hadis zikretti.
Merhum zayıf ve mevzu hadislerin çoğu üzerinde konuştu genellikle hatırlatmalar yaptı. Fakat bazı uydurma hadisler -ki bu çok nadirdir- veya çok zayıf hadisler -ki bu çoktur- hakkında ise hiç konuşmadı.
Şurada burada tefsir kitaplarının zayıf ve mevzu hadislerle ve israiliyatla dolu olduğu iddiası yaygınlaşınca bu bizi İslâmi kitaplar üzerinde durmaya ve onları şaibe ve şüphelerden arındırmaya itti. Bunların en önemlileri tefsir kitaplarıydı. Bu yüzden tefsir kitaplarındaki hadislerin tahricini yaptık sahihi ile zayıfını açıkladık israiliyatları ortaya koyduk. Bu işe evvela Nesefi Tefsiri ile başladık. Ardından İmam Bukâî'nin (r.a) "Nazmu'd-Dürer"i üçüncü olarak da Kurtubi Tefsiri üzerinde çalıştık. Dördüncü olarak ise şu anda yapmakta olduğumuz İbn Kesir tefsiri üzerinde çalışmayı uygun bulduk.
Bu kitabı basıma hazırlarken daha önce yapılan şu baskılar arasında karşılaştırma yaptık:
1- "Daru'l-Kıble Şirketi" "Müessesetu Ulumi'l-Kur'an" ve "İbn Hazm Yayınevi."
2- "Daru İbn Kesir" baskısı.
3- "Daru'l-Marife" baskısı.
4- "Müessesetu'l-kütübi's-sekafiyye" baskısı
5- "Daru'l-Hayr" baskısı.
6- "Daru'l-Babi el-Halebi" baskısı.
Bu baskıların hiçbiri de tashif tahrif eksiklik veya titiz bir tahkikten yoksun olmak ve hadisi şeriflerin kaynaklarının belirtilip sıhhat derecesinin ortaya konmaması gibi kusurlardan hâliî değildi. Bunları birbirleriyle titizlikle karşılaştırdığımızda aralarında büyük farklılıklar ve bazen de noksanlık veya (başkası tarafından yapılmış) açıklamalar bulduk.